Saturday, February 13, 2010

Altintas Koyu, Nazilli, Aydin


Bu sokak kayinvalidemlerin oturdugu sokak. Nazilli`de saglik caddesi. Yol kenarlari turunc ve limon agaclariyla suslu. Bu manzaraya bayiliyorum ben. Sehre yabanci olanlarinsa ilk dikkatini ceken sey. Ilk sorduklari soru da : "Aaaa portakallari neden toplamamislar?"


Essiz bir goruntu... Seyretmeye doyamiyorum caddelerde yururken. Gercekten cok akillica yol kenarlarina turunc ve limon agaclari dikilmesi. Hem kisin yaprak dokmeyip yesil kaliyorlar, hem de sokaklari renklendiriyorlar. Istemediginiz kadar bol C vitamini dolu her yer.:)


Hadi turunclari toplamamalarini anladik da, limonlari neden toplamiyorlar, onu da anlamis degilim. Bolluktan olsa gerek diye dusunuyorum.


Burasi da esimin babaanne ve dedesinin yasadigi Altintas Koyu. Aydin`in Bozdogan ilcesine bagli. Nazilli`ye sanirim 45 dakika uzaklikta.


Cam ormanlari, kestane ve ceviz agaclari ile dolu bir yayla koyu. Su meshur Madran sularinin fiskirdigi Madran Dagi`nda bu sirin koy.


Hani "insanin omru uzar burada" diye dusunuyor insan. Mis gibi havasiyla tertemiz bir cam ormani. Dahasi Turkiye`nin bana gore en tatli, en lezzetli dogal kaynak suyunun fiskirdigi daglardasiniz. Koyden akan minik derenin siriltisi huzur veriyor insana.


Daglari zeytin agaci yuklu, ovalari incir agaci. Bosuna dememisler Aydinlilar "Daglarimizdan yag akar, ovalarimizdan bal" diye. Her sene mutlaka Universite, Fen Lisesi, SBS Sinavlarina dereceye ogrenci cikariyor okullari. Uzmanlar nedenini incir ve zeytinin faydalariyla acikliyorlar bu durumun. Ayrica Turkiye`de en uzun yasayan insanlar da Nazilli`den cikiyor.


Bu da babaannenin bir tanecik buzagisi Betus. Annesini emiyor. Babaanne inegi sagarken bir memeyi Betus`un emmesi icin ayiriyor, sagmiyor. O`nu da Betus bosaltiyor bir guzel emerek.


Iste babaannemiz Mihriye Nine. 90 li yaslarinda, hala inek sagma, tarla islerinin tamamiyla bizzat kendisi ugrasiyor Durmus Dedemizle birlikte. Malesef bu ziyaret sirasinda dedemiz kismi felc gecirmis ve hastanede yatiyordu. Bu dedemizin ilk hastane ile tanismasi idi. 95 yasinda ilk kez hastane ile tanisacak kadar saglikli yani. Simdiler de yasliligin yorgunlugu cokse de ikisinin de uzerlerine, yine de yaslarina gore cok iyiler masallah. Allah elden ayaktan dusurmesin, hayirli uzun omurler versin insallah.


Iste 4 kusak GOKTEPE ailesi. Hasta yataginda Durmus Goktepe dedemiz, oglu Hasan Goktepe babamiz, O`nun oglu esim Ferhat Goktepe ve bizim ogullarimiz Efkan Serhat Goktepe, Vedat Alp Goktepe...


Ileride bu koyde sirin bir ev yaptirma hayali kuruyorum. 4 odali, besgen salon, kare buyuk bir mutfak, iki farkli cepheden balkon, arkada yuzme havuzu, evin ustunde teras, on tarafta da kamelya. Mis gibi cam kokulari icinde harika olmaz mi sizce de. Arabamizi park edecegimiz garajdan evimizin girisine kadar yolun iki kenarina gul fidanlari da diktirsem... Daha aklima gelmeyen diger guzellikleri de sen extradan ver Allah`im... (amin) Hayal de olsa nasil ama... Olmayacak (kotu) hayaller kurmayalim. Belki birgun onlar da gerceklesir. Bu olabilecek bir hayal. Neden olmasin?

3 comments:

  1. Canımm..uzun zamandır işlerden blog a bakamıyordum vakit bulup..Nazilliye bayıldım..Hele annesini emen buzağıya dahada bayıldım...

    ReplyDelete
  2. O buzaginin adi Betus... Onun annesine yaptigi oyunlarin videosu var, gorsen bayilirsin. Atarim sana bi ara...

    ReplyDelete
  3. Yollaa valla benim moralim mozuk oldukça aldım o fotoyu ona bakıyorum:))resmen yüzümü güldürüyor...

    ReplyDelete