Showing posts with label Gezi. Show all posts
Showing posts with label Gezi. Show all posts

Saturday, March 20, 2010

Atis Musabakasi, Aydin


Yariyil tatilinde esimin antrenorlugunu yaptigi spor kulubu Aydin`a musabakaya geldi. Hazir biz de Nazilli`de idik zaten. Cocuklar, daha dogrusu gencler zorlu kis sartlari ile cebelleserek taaa Kahramanmaras`tan Aydin`a karayoluyla geldiler.


Bu onlarin ilk musabakalari idi. Heyecanliydilar. Dereceye giremediler ama zaten daha cok yeni bir takim olduklari icin boyle bir beklentileri de yoktu. Yine de cok yeni olmalarina ragmen gayet basariliydilar. Haklarini yememek lazim, Sezar`in hakki Sezar`a...


Musabakadan sonra yemekten bu kareler. Piril piril sporcu gencler, onlardaki sinerji bana da yansidi bi sureligine... :)


Boyle seyrettik tribunlerden gencleri , masallahlari vardi gercekten. Solumdaki 3 genc kiz Sevval, Ebru, Sibel, sagimdakiler Melek ve Yasemin, arkada da Sehriban var. Erkeklerin adini ogrenemedim hala malesef...

Bu tepenin adini unuttum hayret! Cok guzel bir yerdi ama. Bursa`dan gelen arkadaslarimiz Dilek ve Yusuf cifti ile gittik oraya da. Yukaridan Aydin manzarasi... Buz gibi birkac gunden sonra Dilek Hanim tum sicakligini getirdi sanki sehrimize, isiniverdi o gun Aydin... :) Yine bir yerlerde bulusabilmek dilegiyle Dilek hanim...

Sevgiyle...

Saturday, February 13, 2010

Altintas Koyu, Nazilli, Aydin


Bu sokak kayinvalidemlerin oturdugu sokak. Nazilli`de saglik caddesi. Yol kenarlari turunc ve limon agaclariyla suslu. Bu manzaraya bayiliyorum ben. Sehre yabanci olanlarinsa ilk dikkatini ceken sey. Ilk sorduklari soru da : "Aaaa portakallari neden toplamamislar?"


Essiz bir goruntu... Seyretmeye doyamiyorum caddelerde yururken. Gercekten cok akillica yol kenarlarina turunc ve limon agaclari dikilmesi. Hem kisin yaprak dokmeyip yesil kaliyorlar, hem de sokaklari renklendiriyorlar. Istemediginiz kadar bol C vitamini dolu her yer.:)


Hadi turunclari toplamamalarini anladik da, limonlari neden toplamiyorlar, onu da anlamis degilim. Bolluktan olsa gerek diye dusunuyorum.


Burasi da esimin babaanne ve dedesinin yasadigi Altintas Koyu. Aydin`in Bozdogan ilcesine bagli. Nazilli`ye sanirim 45 dakika uzaklikta.


Cam ormanlari, kestane ve ceviz agaclari ile dolu bir yayla koyu. Su meshur Madran sularinin fiskirdigi Madran Dagi`nda bu sirin koy.


Hani "insanin omru uzar burada" diye dusunuyor insan. Mis gibi havasiyla tertemiz bir cam ormani. Dahasi Turkiye`nin bana gore en tatli, en lezzetli dogal kaynak suyunun fiskirdigi daglardasiniz. Koyden akan minik derenin siriltisi huzur veriyor insana.


Daglari zeytin agaci yuklu, ovalari incir agaci. Bosuna dememisler Aydinlilar "Daglarimizdan yag akar, ovalarimizdan bal" diye. Her sene mutlaka Universite, Fen Lisesi, SBS Sinavlarina dereceye ogrenci cikariyor okullari. Uzmanlar nedenini incir ve zeytinin faydalariyla acikliyorlar bu durumun. Ayrica Turkiye`de en uzun yasayan insanlar da Nazilli`den cikiyor.


Bu da babaannenin bir tanecik buzagisi Betus. Annesini emiyor. Babaanne inegi sagarken bir memeyi Betus`un emmesi icin ayiriyor, sagmiyor. O`nu da Betus bosaltiyor bir guzel emerek.


Iste babaannemiz Mihriye Nine. 90 li yaslarinda, hala inek sagma, tarla islerinin tamamiyla bizzat kendisi ugrasiyor Durmus Dedemizle birlikte. Malesef bu ziyaret sirasinda dedemiz kismi felc gecirmis ve hastanede yatiyordu. Bu dedemizin ilk hastane ile tanismasi idi. 95 yasinda ilk kez hastane ile tanisacak kadar saglikli yani. Simdiler de yasliligin yorgunlugu cokse de ikisinin de uzerlerine, yine de yaslarina gore cok iyiler masallah. Allah elden ayaktan dusurmesin, hayirli uzun omurler versin insallah.


Iste 4 kusak GOKTEPE ailesi. Hasta yataginda Durmus Goktepe dedemiz, oglu Hasan Goktepe babamiz, O`nun oglu esim Ferhat Goktepe ve bizim ogullarimiz Efkan Serhat Goktepe, Vedat Alp Goktepe...


Ileride bu koyde sirin bir ev yaptirma hayali kuruyorum. 4 odali, besgen salon, kare buyuk bir mutfak, iki farkli cepheden balkon, arkada yuzme havuzu, evin ustunde teras, on tarafta da kamelya. Mis gibi cam kokulari icinde harika olmaz mi sizce de. Arabamizi park edecegimiz garajdan evimizin girisine kadar yolun iki kenarina gul fidanlari da diktirsem... Daha aklima gelmeyen diger guzellikleri de sen extradan ver Allah`im... (amin) Hayal de olsa nasil ama... Olmayacak (kotu) hayaller kurmayalim. Belki birgun onlar da gerceklesir. Bu olabilecek bir hayal. Neden olmasin?

Friday, February 12, 2010

12 Subat Maras`in Kurtulus Bayrami


Bir haftadir muthis bir heyecan var Maras`ta. Yasanan coskuyu kelimelerle anlatmak zor, gormeniz gerekir. Bu heyecanin hala taptaze olmasi da harika gercekten.


Vedat Alp de Kahramanmaras oldu, uzerindeki yoresel kiyafetle kurtulusu anlatan guzel bir siir okudu okulunda. Gerci okuldaki toren yeni bir sey degil, sene basindaydi. Ama iki gundur sokaktaki kutlamalari cok istememe ragmen bir turlu goruntuleyemeyince eski fotograflara kaldim malesef.

Evet...Hepiniz bilirsiniz Maras`in Kurtulus oykusunu az cok. Ilk heyecan, hamamdan cikan kadinlarimizin ortulerini acmak isteyen Fransiz askerine Sutcu Imam`in ates acmasiyla fiseklenir. Daha sonra "Kale`de Fransiz bayragi varken, ben Cuma Namazi kildirmam." diyen cami imami ile doruga tirmanir heyecan. Halk galeyana gelir ve kale teslim alinir. Mahalli ceteler direnise gecerler ve hatta tek bir dusman ayagi sehirlerinde kalmayana kadar savasir ve "Kahraman" unvanini alirlar. Bu unvani sonuna kadar hak ederler, cunku Kahramanmaras kendini ilk kurtaran sehirdir.


Bu heyecan 90 yildir hic eksilmeden duruyor. Sokaklarda 7 den 70 ine insanlar yoresel kiyafetleriyle geziyorlar. Her mahallenin ayri cetesi var. Yani yoresel kiyafetleriyle gezen bu gruplara "cete" deniyor. Hatta Gaziantep, Adana gibi cevre illerden de ceteler geliyor kutlamalara.

Dun gece Fener alayi vardi. Kurtulusu canlandirdilar. Siirler okundu, oyunlar oynandi. Bedirhan Gokce ve Orhan Hakalmaz da Maras`ta idiler.


Bugun ise resmi gecit toreni vardi, boluk boluk ceteler, okullar, askerler yuruyus yaptilar. Gerci ben yerel televizyon kanalindan naklen yayini seyredebildim ancak. Okullar tatil oldugundan cocuklar evdeydi, Onlarla kalabaliga girmeye cesaret edemedim, hava da cok soguktu.


Televizyon basinda bile cok duygulandim ama, defalarca gozlerim sulandi. Hatta bu konuyu ne zaman ogrencilerime veya kendi cocuklarima anlatacak olsam duygulanirim hep.


Iste Maras yoresi oynayan bu ekiptekiler gibi giyiniyor ceteler de. Allah ulkemize dusman ayagi bastirmasin bir daha insallah. Oglumun okudugu siiri de yayimlamak istiyorum bu sayfada. Bakalim begenecek misiniz?

KAHRAMANMARAS

DIGER BAYRAMLAR GELMEDEN BEN GELMEK ISTEDIM
KENDINI KURTARAN ILK SEHIR KAHRAMANMARAS; ISTE BENIM

ISTANBUL`DA INGILIZ CIZMESI, MARAS`TA FRANSIZ
VATAN ISGAL ALTINDA, YIL 1919...

SARHOS ERMENILERLE, YILISIK FRANSIZLAR,
HAMAMDAN CIKANLARIN PECESINI YIRTTILAR.

O AN BIR SIMSEK CAKAR BEYNINDE SUTCU IMAM`IN
SUTCU DUKKANINDAN KAPISINA DOGRU KOSAR HAMAMIN.

NAMUS EN KUTSAL EMANETTIR O`NCA,
ISTE BU YUZDEN PATLAR, O IHTIYAR TABANCA...

SENIN ATTIGIN KURSUN, ONCE HEYECAN OLDU.
SENIN ATTIGIN KURSUN SEREF OLDU, SAN OLDU.
KIVANC VERDI MARAS`A, BIRLESMEYE SAVASA.
11-12 SUBAT SONUNDA BAYRAM OLDU...

12 SUBAT KURTULUS BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN....

Sunday, December 13, 2009

Urfa Gezisi


Cocuklarin okulunun Okul-Aile Birliginin duzenledigi bir geziydi bu. Oldukca guzel ve eglenceliydi. Dopdolu bir sehir Urfa. Biz tamamini gezemedik tabi. Hz. Eyyub`un makami, Hz. Ibrahim`in makami, bir de carsisini gezebildik sadece sabahtan aksama kadar. Yine de hayran kalmamak mumkun degil. Zengin de bir mutfagi var herkesin bildigi gibi. Yukaridaki fotografta gordugunuz yemegi de Yildiz Sarayi`nda yedik. Bakir taslarda ayranlar, sark usulu yer sofralari... Hersey harikaydi acikcasi...


O kadar yorulmustuk ki yer sofralarinin altina dogru bacaklarimizi uzatarak oturduk, cok iyi geldi, dinlendik resmen yemek yerken.


Burasi Hz. Ibrahim`in makaminin bulundugu cami. Kulliyenin tamamini goruntuleyemedim. Muhtesemdi gercekten. Biraz daha profesyonel fotograf cekme tekniklerini bilen birisi olsaydim keske...


Avluda guvercinler... Bu manzarayi hep sevmisimdir. Ankara`da Haci Bayram Camii`nde de seyrederdim bu manzarayi Ulus`a yolum dustugunde. Insana huzur veriyor...


Dede Osman-i Avni Efendi, Mevlid-i Halil Camii'nde yasamis, omru boyunca buraya hizmet etmis bir Allah dostuymus. 100 sene kadar yasadigi saniliyor. Bazi esyalari caminin hemen girisindeki bu odada muhafaza ediliyor. Kendisiyle beraber 8 kisinin kabri de burada.


Bu fotograf da Yildiz Sarayi`nin avlusundan. Bu avluya acilan pek cok sark odasi var.


Iste burasi o sark odalarindan bir tanesi. Mavi saten ile kaplanmis, renk renk kanevice ve dantelalarla islenmis sakiz gibi bembeyaz yastik ve yorganlar. Yerde yer sofralari... Sicacik bir ortam bana kalirsa...


Yildiz Sarayi`nin avlusundaki bu pacali ve kahkullu guvercinlerin fotografini cekmeden edemedim. Yuvalarini baya bi pisletmisler ama olsun, yine de fotografi paylasmak istedim sizlerle...


Burasi da Yildiz Sarayi`nin alt kat avlusu. Minik havuzun basi. Kuslarin su icme mekani...


Burasi da meshur Balikli Gol. Rivayeti hepiniz biliyorsunuzdur. Nemrut Hz. Ibrahim`i atese atar. Ama Hz. Ibrahim rabbine oyle guvenir ve dayanir ki, Rabbi de O`nu zalim Nemrut`un eline birakmaz. Ates suya, odunlar da baliga donusur.


Iste Balikli Golun mubarek sakinleri... Her yem atilisinda agizlarini nasil actiklarina hayret etmemek namumkun.


Burasi da sabir kahramani Hz. Eyyub`un mekani, bahceden bir goruntu.


Kendisine cok ciddi hastaliklar isabet etmis de O hic sikayet etmeden sabretmis. En sonunda sabrinin mukafatini alarak malina, evlatlarina ve sagligina yeniden kavusmus.


"Peygamberler Sehri" diyorlar Urfa`ya. Kara kasli, kara gozlu, birbirinden yakisikli, sevimli erkek cocuklarinin buranin tarihini nasil ezberlediklerini gorseniz sasar kalirsiniz. Hatta bir Ingilizce konusmalari var, sasip kaliyor insan. Gunde 2 saat Ingilizce dersi aliyorlarmis. Burasi da guzel memleketimizin guzel bir kosesi iste... Hayran olunasi, olesiye sevilesi, sevdalisi olunasi bir sehri... URFA... Hem de anli sanli insanlarin yasadigi SANLIURFA...

Saturday, May 9, 2009

Indianapolice Gezisi 2 - Hayvanat Bahcesi


Hayvanat Bahcesi, Indianapolice Gezi`mizin ikinci ayagiydi. Yukaridaki foto da en sevdigim foto. O kadar guzel yuzuyor ki kutup ayisi anlatamam, tipki Coca Cola reklamindaki gibi. Kimbilir kac ton agirligindaki bu koskoca hayvandan bu kadar estetik hareketler beklemezdim acikcasi.


Vedat Alp de Serhat da camekanlarin ardinda dokunamadiklari hayvanlarin bedeline bahcedeki minyatur heykel hallerine dokundular bol bol.


Baliklar cok heyecanlandirdi bizimkileri. Aslinda cok daha guzel baliklar ve hatta yunuslarin show`u da vardi. Ancak esim onlarin videolarini cekmis genelde. Denizatlari, denizanalari bir harika ama dedigim gibi hem de uzun uzun video almis esim. Buraya koymak zorlayacak sanirim.


Papagan kardes de cok sirindi, Cincinnati`deki hayvanat bahcesinde elimden yem de yedirmistim bu guzel kuslara.


Hayvanlarin haricinde hayvanat bahcesi de harika dizayn edilmisti ciceklerle, minik sus havuzlariyla, maket hayvanlar ve agaclarla...


Ogullarim uzun sure bu ordeklerin taklidini yaparak oynadilar. Kendileri suya dusecek haberleri yok ama...


O kadar da tenbihledim "yeme tavsanin havucunu" diye. Ama beni dinleyen kim. Bildigini okudu yine Serhat Bey... :)


Bu da hayvanat bahcesinin icindeki "Kelebek Bahcesi" nden bir goruntu. Ziyaretcileri kelebek bahcesine 3`er 5`er guruplar halinde aliyorlar kelebekler disari kacmasin diye. Ard arda iki kapi var surekli kapali tutulan. Once birinci kapidan hizlica giriyorsunuz, gorevliler aninda kapatiyor kapilari. Ikinci kapidan girerken daha da hizli olmaniz gerekiyor kelebekler kacmasin diye. Kacmaya yeltenen kelebekleri gorevliler filelerle veya iki avuclarinin arasindaki boslukla yakalamaya calisiyorlar. Bu arada yukaridaki fotoda oldugu gibi istenmeyen kazalar olabiliyor ve malesef kelebekler yaralanabiliyor. Yaralanan kelebegi gorevliler hemen alip goturuyor, ama kurtarabiliyorlar mi bilmiyorum artik... :(


Bir gun pastalarimda da kelebek bahcesindeki bu harika cicek gibi modeller yapmayi hayal ediyorum. Dilerim birgun gerceklesir bu hayalim.


Su guzellige, su nakislara bakar misiniz? Hayvanlar alemine ne zaman dalsam hep ayni seyi dusunuyorum. Modacilar hic zorlanmiyorlardir motif, nakis belirlemekte, hayvanlar alemi daha dogrusu doga fazlasiyla ornekle dolu cunku.


Kelebekleri fotolamanin cok zor oldugunu soylemeliyim ama. Boyle bir botanik parka gidecek olursaniz size tavsiyem cicekli ve oldukca renkli, civil civil bir kiyafet giymeniz. Soyledigim tarzda giyinmis bir kiz cocugunun ustune istemedigi kadar cok kelebek konuyordu cunku. :)

Sevgiyle...

Friday, May 8, 2009

Indianapolice Gezisi 1 - Dinosaurland Museum


Indianapolice gezimiz 3 yil onceydi. O gun hem Dinazorlar Ulkesi Muzesi`ni gezmistik, hem de hayvanat bahcesini. Bugun sadece muze kismindan bahsedecegim.


Cocuklari hem eglendirmek, hem de arastirmaya yonlendirmek uzere kurulmus bir cocuk muzesi burasi. Cocuklarin her biri kucuk profesor kesiliyor muzeyi gezerken. Ellerinde buyutecler, cetveller, gozlerinde kalin arkeolog gozlukleriyle bir elde firca, bir elde kaziyici ile kazi yapmalar... ve daha neler neler...

Gercek dinazor kemiklerine de dokundular, maket dinazorlarla da oynadilar, dinazorlarla ilgili slaytlar da seyrettiler. Ben fazlaca ayakta kaldigim icin bitap dustum ama Onlar`in mutluluguna degdi.

Dinazor kostumleri de cok yakisti cocuklara. Kostumu giyince baya bi dinazor havalarina girip dinazor yumurtalarinin ustune kuluckaya bile oturdular. :)


Fotograflari secerken feci sekilde zorlandim. Daha o kadar guzel fotograflar var ki arsivde ama malesef hangi birini koyayim.


Bir ara bulduklari yuksekce bir platformdan hoplayip ziplamaya da basladilar afacanlar. Nereden geliyor bu enerji, bir anlayabilsem...


Asagidaki fotoda dinazorun kirilan bacak kemigini anlatmislar cocukca bir uslupla. Nasil hoslarina gitti anlatamam. Onlar`a buyuk muamelesi yapilmasi acayip hoslarina gidiyor. Dusunsenize sirf cocuklar icin bir muze kurulmus...

Bu bolumde de kazi yaptilar. Kazin bakalim afacanlar, ne bulacaksiniz merak ediyorum ben de...

Fosiller de ilgilerini cekti gercekten. Keyifli bir gun gecirdi afacanlar. Daha muzeden ayrilmadan tekrarini sormaya basladilar?


Baska hayvanlarla ilgili muzeler olup olmadigini, bitkileri, dinazorlarin neler yedigini, neden nesillerinin yok oldugunu ve daha neler neler... Cevap verebilene askolsun...