Saturday, April 18, 2009

Occoquan Park Gezisi


2 hafta kadar once havanin guzelligini firsat bilerek arkadas gurubumuzla piknige gittik Occoquan Parka. Insana ne kadar da iyi geliyor hayatin gunluk telasi icinde kisa bir mola vermek hem ruhumuz hem de bedenimiz icin.

Ne kadar baksam da doyamiyorum bu guzelliklere inanin. Universite yillarinda evimizin yakinindaki bir parka minik bir cam fidesi dikmislerdi. Okula gidip gelirken dikkatle takip ediyordum fidenin tutup tutmayacagini. Umutluydum, havalar guzeldi ve gerekli bakimi yapiyordu gorevliler. Ve birgun okul donusu kucuk cam fidesinin kurudugunu gordum. Hic abartmiyorum ama inanin burnumun diregi sizladi ve agladim kuruyan cam agaci icin. Kuruyan umudumdu cunku ayni zamanda. Zaman zaman yasiyorum boyle duygu birikimleri nedense. Saniyorum bu, sadece benim icin boyle degildir. Cogumuzun oluyordur boyle zamanlari. Ozellikle de mevsim donumlerinde oluyor sanirim. Yeni heyecanlar yasadigimizdan olsa gerek bu zaman dilimlerinde...


Ruhumuz nedense hep su kenarlarina, agac altlarina cekiyor bizi mola vermek istedigimiz zamanlarda. Sanki farkli bir haz var su siriltisinda, kuslarin civiltisinda. Ya da sabahlari erkenden cekirgelerin sesi ne kadar da hos gelir kulagimiza.


Ve tamda bu zamanlarda bir de cekisme vardir iki mevsim arasinda. Kis butun hircinligiyla gitmeyecegim diye ugrasir "Mart kapidan baktirir, kazma kurek yaktirir" hesabi, baharsa olanca sabriyla er veya gec gideceksin, ve ben bildigimi okuyacagim dercesine isitir icimizi ara sira. Bu yuzden "aldatici havalar" der buyuklerimiz bugunlere... Aslolan iki mevsim arasindaki kavgadir da bilmezler...


Ve mucadeleyi bahar kazanir. Cunku mevsim onun mevsimidir. Cemreler dusmustur bir bir. Isi kalmamistir kisinda yarimkuremizde.

Yesil basli govel ordeklerin mevsimidir mevsim. Yeni yavrular dogmalidir artik. Tabiat beyaz kefenini siyirip canlanmalidir, yeniden hayat bulmalidir.

Dedim ya; ben bahari cok seviyorum, hem de coook...

No comments:

Post a Comment