Tuesday, January 11, 2011

Yufkali Omlet



Sahan yaglanip hafifce isitilir. Bir yufka sahanin icine yerlestirilip uclari disari sarkitilir. Icine iki yumurta kirilip, arzuya gore tuzu, biberi eklenir. Sarkan yufkalar kirilan yumurtalarin uzerine dosenir. Agzi kapali, kisik ateste kizarana dek pisirilir. Afiyet olsun...

Tuesday, May 25, 2010

Sinifimin Kermesine Yaptigim Kurabiyeler


Tanesini 50 kurusa sattik bu kurabiyeleri sinifimin kermesinde...


Cocuklar sevdiler, hemencecik bitti. Gerci Spongebob ve Patrick biraz fazla pismislerdi. O yuzden bunlar degil de, bunlarin yerine yapilan Spongebob ve Patrick gitti kermese ama ikinci kez yapilanlari fotolamayi unutmusum. :)



Saka bir yana kermeste iyi para kazandik ve bu paralarla sinif kitapligimizi yeniledim. Hatta kalan paramizi da Yil Sonu Eglencemize kullanacagim. Umarim kermesteki kadar eglenir ogrencilerim...

Thursday, March 25, 2010

Odul

Odulunuz icin cok tesekkur ederim Hatice Hanim. http://lezzetdiyari.blogspot.com `a ugrarsaniz Hatice Hanim`in nefis tariflerine ulasabilirsiniz. Ben de su bloglara gonderiyorum bu odulu...

# http://yemekbiz.blogspot.com
# http://www.portakalagaci.com
# http://hanifedentarifler.blogspot.com
# http://elifseenn.blogspot.com
# http://321motor.blogspot.com
# http://birdemetfeslegen.blogspot.com
# http://annemineli.blogspot.com

Bu odulu almanin kurallari:

# Sizi odullendirene tesekkur edin.
# Sizi odullendirenin linkini yayinlayin.
# Odulun logosunu yayinlayin.
# 7 yaratici blogger odullendirin.
# Bu 7 blogger`in linkini yayinlayin.
# Odullendirdiklerinizi haberdar edin.
# Kendiniz ile ilgili 7 ilginc sey yazin.

Buyurun size benimle ilgili 7 ilginc sey...

# Tipik Basak kadini, pimpirikli
# Estetigi seven
# Sanatcilara gercekten deger veren
# Hatira diye herseyi saklayan
# Ruyalarinin feci sekilde etkisinde kalan
# Mutfagi cok sevmesine ragmen cabuk yorulan
# Bir sarki veya siirle aglayabilen...

Gerci cok da ilginc seyler olmadi yazdiklarim ama aklima bunlar geldi. Cok da ilginc biri degilim demek ki, siradan bir insanim iste... :)

Sevgiyle...

Saturday, March 20, 2010

Atis Musabakasi, Aydin


Yariyil tatilinde esimin antrenorlugunu yaptigi spor kulubu Aydin`a musabakaya geldi. Hazir biz de Nazilli`de idik zaten. Cocuklar, daha dogrusu gencler zorlu kis sartlari ile cebelleserek taaa Kahramanmaras`tan Aydin`a karayoluyla geldiler.


Bu onlarin ilk musabakalari idi. Heyecanliydilar. Dereceye giremediler ama zaten daha cok yeni bir takim olduklari icin boyle bir beklentileri de yoktu. Yine de cok yeni olmalarina ragmen gayet basariliydilar. Haklarini yememek lazim, Sezar`in hakki Sezar`a...


Musabakadan sonra yemekten bu kareler. Piril piril sporcu gencler, onlardaki sinerji bana da yansidi bi sureligine... :)


Boyle seyrettik tribunlerden gencleri , masallahlari vardi gercekten. Solumdaki 3 genc kiz Sevval, Ebru, Sibel, sagimdakiler Melek ve Yasemin, arkada da Sehriban var. Erkeklerin adini ogrenemedim hala malesef...

Bu tepenin adini unuttum hayret! Cok guzel bir yerdi ama. Bursa`dan gelen arkadaslarimiz Dilek ve Yusuf cifti ile gittik oraya da. Yukaridan Aydin manzarasi... Buz gibi birkac gunden sonra Dilek Hanim tum sicakligini getirdi sanki sehrimize, isiniverdi o gun Aydin... :) Yine bir yerlerde bulusabilmek dilegiyle Dilek hanim...

Sevgiyle...

Saturday, February 20, 2010

Imece Usulu Tabak


Maras`a yeni geldigim zamanlarda mutfakta hazirlik icin zaman harcamak istemedigimiz bir oturmamizda arkadaslarimla "Imece Usulu" hazirlanmisti bu tabak. Portakalli, Havuclu, Cevizli Kek, Sehri Hanim`a aitti yanilmiyorsam. Kuru Pastalar Ozlem ve Zuhal Hanimlara aitti. Cimen Hanim ise bol meyve getirmisti. Ben de Ayva Tatlisi ve Peynirli-Maydanozlu Boregimden yapmistim. Ayva Tatlisi`na gida boyasini o kadar az koymusum ki kipkirmizi olmasi gereken yerde turuncu olmus. :) Ben sadece ayvalari temizleyip uzerine bol seker ve bir iki damla gida boyasi damlatip kisik ateste pisiriyorum. Karanfil ve ayvanin cekirdeklerini de koyuyorum tabi celik tencereme. Su ise hic kullanmiyorum. Gerci bu tatlida seker konusunda cimri davranmisim sanirim, tatlimiz mayhostu, sekeri artirilabilir bir dahaki sefere. Guzel bir gundu bizim icin, uzun uzun mutfakta vakit harcamadik, onun bedeline bol bol sohbet edip eglendik, gulduk.
Sevgiyle...

Saturday, February 13, 2010

Altintas Koyu, Nazilli, Aydin


Bu sokak kayinvalidemlerin oturdugu sokak. Nazilli`de saglik caddesi. Yol kenarlari turunc ve limon agaclariyla suslu. Bu manzaraya bayiliyorum ben. Sehre yabanci olanlarinsa ilk dikkatini ceken sey. Ilk sorduklari soru da : "Aaaa portakallari neden toplamamislar?"


Essiz bir goruntu... Seyretmeye doyamiyorum caddelerde yururken. Gercekten cok akillica yol kenarlarina turunc ve limon agaclari dikilmesi. Hem kisin yaprak dokmeyip yesil kaliyorlar, hem de sokaklari renklendiriyorlar. Istemediginiz kadar bol C vitamini dolu her yer.:)


Hadi turunclari toplamamalarini anladik da, limonlari neden toplamiyorlar, onu da anlamis degilim. Bolluktan olsa gerek diye dusunuyorum.


Burasi da esimin babaanne ve dedesinin yasadigi Altintas Koyu. Aydin`in Bozdogan ilcesine bagli. Nazilli`ye sanirim 45 dakika uzaklikta.


Cam ormanlari, kestane ve ceviz agaclari ile dolu bir yayla koyu. Su meshur Madran sularinin fiskirdigi Madran Dagi`nda bu sirin koy.


Hani "insanin omru uzar burada" diye dusunuyor insan. Mis gibi havasiyla tertemiz bir cam ormani. Dahasi Turkiye`nin bana gore en tatli, en lezzetli dogal kaynak suyunun fiskirdigi daglardasiniz. Koyden akan minik derenin siriltisi huzur veriyor insana.


Daglari zeytin agaci yuklu, ovalari incir agaci. Bosuna dememisler Aydinlilar "Daglarimizdan yag akar, ovalarimizdan bal" diye. Her sene mutlaka Universite, Fen Lisesi, SBS Sinavlarina dereceye ogrenci cikariyor okullari. Uzmanlar nedenini incir ve zeytinin faydalariyla acikliyorlar bu durumun. Ayrica Turkiye`de en uzun yasayan insanlar da Nazilli`den cikiyor.


Bu da babaannenin bir tanecik buzagisi Betus. Annesini emiyor. Babaanne inegi sagarken bir memeyi Betus`un emmesi icin ayiriyor, sagmiyor. O`nu da Betus bosaltiyor bir guzel emerek.


Iste babaannemiz Mihriye Nine. 90 li yaslarinda, hala inek sagma, tarla islerinin tamamiyla bizzat kendisi ugrasiyor Durmus Dedemizle birlikte. Malesef bu ziyaret sirasinda dedemiz kismi felc gecirmis ve hastanede yatiyordu. Bu dedemizin ilk hastane ile tanismasi idi. 95 yasinda ilk kez hastane ile tanisacak kadar saglikli yani. Simdiler de yasliligin yorgunlugu cokse de ikisinin de uzerlerine, yine de yaslarina gore cok iyiler masallah. Allah elden ayaktan dusurmesin, hayirli uzun omurler versin insallah.


Iste 4 kusak GOKTEPE ailesi. Hasta yataginda Durmus Goktepe dedemiz, oglu Hasan Goktepe babamiz, O`nun oglu esim Ferhat Goktepe ve bizim ogullarimiz Efkan Serhat Goktepe, Vedat Alp Goktepe...


Ileride bu koyde sirin bir ev yaptirma hayali kuruyorum. 4 odali, besgen salon, kare buyuk bir mutfak, iki farkli cepheden balkon, arkada yuzme havuzu, evin ustunde teras, on tarafta da kamelya. Mis gibi cam kokulari icinde harika olmaz mi sizce de. Arabamizi park edecegimiz garajdan evimizin girisine kadar yolun iki kenarina gul fidanlari da diktirsem... Daha aklima gelmeyen diger guzellikleri de sen extradan ver Allah`im... (amin) Hayal de olsa nasil ama... Olmayacak (kotu) hayaller kurmayalim. Belki birgun onlar da gerceklesir. Bu olabilecek bir hayal. Neden olmasin?

Karnabahar Boregi


Amerika`da yasarken arkadasim Leyla Hanim bahsetmisti bu borekten. Kayinvalidesi yaparmis, cok da leziz olurmus... Esti bir gun aklima, deneyeyim dedim.


Karnabaharlarimi tuz ile hasladim. Suyunu suzdurup catalla ezdim. Yarisini borcama yaydim. Ara kata maydanoz ve lor peyniri serptim. Uzerini kalan ezilmis karnabahar ile kapattim. Uzerine siviyag, yumurta ve sut karisimini dokup corek otu serptim. 180 derece firinda uzeri kizarincaya kadar pisirdim.

Hafif bir sebze boregimiz oldu. Koca borcam dolusu boregimizi 4 kisilik cekirdek ailemizle bir oturusta yedik, bitirdik. :)

Afiyet olsun bize...

Friday, February 12, 2010

12 Subat Maras`in Kurtulus Bayrami


Bir haftadir muthis bir heyecan var Maras`ta. Yasanan coskuyu kelimelerle anlatmak zor, gormeniz gerekir. Bu heyecanin hala taptaze olmasi da harika gercekten.


Vedat Alp de Kahramanmaras oldu, uzerindeki yoresel kiyafetle kurtulusu anlatan guzel bir siir okudu okulunda. Gerci okuldaki toren yeni bir sey degil, sene basindaydi. Ama iki gundur sokaktaki kutlamalari cok istememe ragmen bir turlu goruntuleyemeyince eski fotograflara kaldim malesef.

Evet...Hepiniz bilirsiniz Maras`in Kurtulus oykusunu az cok. Ilk heyecan, hamamdan cikan kadinlarimizin ortulerini acmak isteyen Fransiz askerine Sutcu Imam`in ates acmasiyla fiseklenir. Daha sonra "Kale`de Fransiz bayragi varken, ben Cuma Namazi kildirmam." diyen cami imami ile doruga tirmanir heyecan. Halk galeyana gelir ve kale teslim alinir. Mahalli ceteler direnise gecerler ve hatta tek bir dusman ayagi sehirlerinde kalmayana kadar savasir ve "Kahraman" unvanini alirlar. Bu unvani sonuna kadar hak ederler, cunku Kahramanmaras kendini ilk kurtaran sehirdir.


Bu heyecan 90 yildir hic eksilmeden duruyor. Sokaklarda 7 den 70 ine insanlar yoresel kiyafetleriyle geziyorlar. Her mahallenin ayri cetesi var. Yani yoresel kiyafetleriyle gezen bu gruplara "cete" deniyor. Hatta Gaziantep, Adana gibi cevre illerden de ceteler geliyor kutlamalara.

Dun gece Fener alayi vardi. Kurtulusu canlandirdilar. Siirler okundu, oyunlar oynandi. Bedirhan Gokce ve Orhan Hakalmaz da Maras`ta idiler.


Bugun ise resmi gecit toreni vardi, boluk boluk ceteler, okullar, askerler yuruyus yaptilar. Gerci ben yerel televizyon kanalindan naklen yayini seyredebildim ancak. Okullar tatil oldugundan cocuklar evdeydi, Onlarla kalabaliga girmeye cesaret edemedim, hava da cok soguktu.


Televizyon basinda bile cok duygulandim ama, defalarca gozlerim sulandi. Hatta bu konuyu ne zaman ogrencilerime veya kendi cocuklarima anlatacak olsam duygulanirim hep.


Iste Maras yoresi oynayan bu ekiptekiler gibi giyiniyor ceteler de. Allah ulkemize dusman ayagi bastirmasin bir daha insallah. Oglumun okudugu siiri de yayimlamak istiyorum bu sayfada. Bakalim begenecek misiniz?

KAHRAMANMARAS

DIGER BAYRAMLAR GELMEDEN BEN GELMEK ISTEDIM
KENDINI KURTARAN ILK SEHIR KAHRAMANMARAS; ISTE BENIM

ISTANBUL`DA INGILIZ CIZMESI, MARAS`TA FRANSIZ
VATAN ISGAL ALTINDA, YIL 1919...

SARHOS ERMENILERLE, YILISIK FRANSIZLAR,
HAMAMDAN CIKANLARIN PECESINI YIRTTILAR.

O AN BIR SIMSEK CAKAR BEYNINDE SUTCU IMAM`IN
SUTCU DUKKANINDAN KAPISINA DOGRU KOSAR HAMAMIN.

NAMUS EN KUTSAL EMANETTIR O`NCA,
ISTE BU YUZDEN PATLAR, O IHTIYAR TABANCA...

SENIN ATTIGIN KURSUN, ONCE HEYECAN OLDU.
SENIN ATTIGIN KURSUN SEREF OLDU, SAN OLDU.
KIVANC VERDI MARAS`A, BIRLESMEYE SAVASA.
11-12 SUBAT SONUNDA BAYRAM OLDU...

12 SUBAT KURTULUS BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN....

Tuesday, December 15, 2009

Iyiki Dogdun Abdullah


Bugun ablamin biricik oglu Abdullah`in dogum gunu. O her ne kadar bu sene dogum gunu pastasi istemese ve 7 yasina girmeyi reddetse de gercek bu. :) Evet, bugun oglusunun dogum gununu kutlamak icin ablami aradigimda ogrendim ki Abdullah ne sinifinda ne de evde kutlama falan istemis. "Ben 6 yasindayim, 7 olmak istemiyorum" deyip durmus tum gun. Hatta benimle telefonda bile konusmak istemedi dogum gununu tebrik edecegimi bildigi icin... :)


Ama ben yine de kuzucuguma en sevdigi kahramani spiderman`li pasta yaptim. Dogum gunu balonlari da koydum ustune. Bakalim buradan gorunce begenecek mi? Tepkisi ne olacak, cok merak ediyorum.


Pastamizin ara kati kakaolu puding, muz ve beyaz damla cikolataliydi. Ustu ise muzlu puding ile kapladim. Gordugunuz uzere spiderman ve balonlar hazir suslerden. Belki ara kat muzlu, ustu cikolatali kapli olmaliydi ama icimden boyle geldi. Tadi mi? Biz ailecek koca birer dilim yedik. Kalani arkadaslarima goturdum. Hepsi de tabaginda hic birakmadan yedi. ;)

Dogum gunun kutlu olsun Abdullahcigim... Allah nice yaslarini ailenle, sevdiklerinle ve sevenlerinle kutlamayi nasip etsin guzel yavrum... Nice mutlu yillara...

Seni cok seviyorum teyzecigim...

Sunday, December 13, 2009

Urfa Gezisi


Cocuklarin okulunun Okul-Aile Birliginin duzenledigi bir geziydi bu. Oldukca guzel ve eglenceliydi. Dopdolu bir sehir Urfa. Biz tamamini gezemedik tabi. Hz. Eyyub`un makami, Hz. Ibrahim`in makami, bir de carsisini gezebildik sadece sabahtan aksama kadar. Yine de hayran kalmamak mumkun degil. Zengin de bir mutfagi var herkesin bildigi gibi. Yukaridaki fotografta gordugunuz yemegi de Yildiz Sarayi`nda yedik. Bakir taslarda ayranlar, sark usulu yer sofralari... Hersey harikaydi acikcasi...


O kadar yorulmustuk ki yer sofralarinin altina dogru bacaklarimizi uzatarak oturduk, cok iyi geldi, dinlendik resmen yemek yerken.


Burasi Hz. Ibrahim`in makaminin bulundugu cami. Kulliyenin tamamini goruntuleyemedim. Muhtesemdi gercekten. Biraz daha profesyonel fotograf cekme tekniklerini bilen birisi olsaydim keske...


Avluda guvercinler... Bu manzarayi hep sevmisimdir. Ankara`da Haci Bayram Camii`nde de seyrederdim bu manzarayi Ulus`a yolum dustugunde. Insana huzur veriyor...


Dede Osman-i Avni Efendi, Mevlid-i Halil Camii'nde yasamis, omru boyunca buraya hizmet etmis bir Allah dostuymus. 100 sene kadar yasadigi saniliyor. Bazi esyalari caminin hemen girisindeki bu odada muhafaza ediliyor. Kendisiyle beraber 8 kisinin kabri de burada.


Bu fotograf da Yildiz Sarayi`nin avlusundan. Bu avluya acilan pek cok sark odasi var.


Iste burasi o sark odalarindan bir tanesi. Mavi saten ile kaplanmis, renk renk kanevice ve dantelalarla islenmis sakiz gibi bembeyaz yastik ve yorganlar. Yerde yer sofralari... Sicacik bir ortam bana kalirsa...


Yildiz Sarayi`nin avlusundaki bu pacali ve kahkullu guvercinlerin fotografini cekmeden edemedim. Yuvalarini baya bi pisletmisler ama olsun, yine de fotografi paylasmak istedim sizlerle...


Burasi da Yildiz Sarayi`nin alt kat avlusu. Minik havuzun basi. Kuslarin su icme mekani...


Burasi da meshur Balikli Gol. Rivayeti hepiniz biliyorsunuzdur. Nemrut Hz. Ibrahim`i atese atar. Ama Hz. Ibrahim rabbine oyle guvenir ve dayanir ki, Rabbi de O`nu zalim Nemrut`un eline birakmaz. Ates suya, odunlar da baliga donusur.


Iste Balikli Golun mubarek sakinleri... Her yem atilisinda agizlarini nasil actiklarina hayret etmemek namumkun.


Burasi da sabir kahramani Hz. Eyyub`un mekani, bahceden bir goruntu.


Kendisine cok ciddi hastaliklar isabet etmis de O hic sikayet etmeden sabretmis. En sonunda sabrinin mukafatini alarak malina, evlatlarina ve sagligina yeniden kavusmus.


"Peygamberler Sehri" diyorlar Urfa`ya. Kara kasli, kara gozlu, birbirinden yakisikli, sevimli erkek cocuklarinin buranin tarihini nasil ezberlediklerini gorseniz sasar kalirsiniz. Hatta bir Ingilizce konusmalari var, sasip kaliyor insan. Gunde 2 saat Ingilizce dersi aliyorlarmis. Burasi da guzel memleketimizin guzel bir kosesi iste... Hayran olunasi, olesiye sevilesi, sevdalisi olunasi bir sehri... URFA... Hem de anli sanli insanlarin yasadigi SANLIURFA...